Psikolojik dayanıklılığı korumak, bireylerin ve ailelerin zorluklarla başa çıkabilmesi için önemlidir. Bu süreçte kişinin kendini tanıması, anlam bulması ve anlamlı hedefler oluşturması kritik bir rol oynar. Yaşama sevincini korumak, bireyin yaşamla bağını güçlendirir ve motivasyonunu artırır. Motivasyon, dışarıdan verilen geçici gazla değil, kişinin yaptığı işe anlam katması ve kendini değerli hissetmesiyle sürdürülebilir hale gelir. Destekleyici bir çevrenin varlığı, bireyin hayallerine ve hedeflerine ulaşmasında büyük katkı sağlar. Bunun yanı sıra, olumsuz ve ümitsiz kişilerle çevrili bir ortam, bireyin psikolojik dayanıklılığını zayıflatabilir; bu nedenle pozitif ve enerji veren insanlarla bir arada olmak önemlidir. İç dünyamızı düzenlemek ve içimizdeki “şehri” korumak için bilinçli ve dikkatli bir şekilde hayatı ele almalı, gereksiz bilgi ve olumsuzlukları zihnimizden uzak tutmalıyız. Günlük alışkanlıklar ve rutinler, irade gücünü desteklerken, kendimizi tanıma ve kendimizle barış içinde olma süreci, psikolojik dayanıklılığın temel taşlarını oluşturur. Bu süreçte, bireyin yaşadıklarından ders çıkararak yaşamını anlamlandırması, kendini yenileyerek güçlü bir duruş sergilemesine yardımcı olur.